Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Tıp Eğitimi almaya başladığım ilk günden itibaren çocuk hekimi olmak istediğimi biliyordum. Çünkü çocuk hekimliği diğer branşlardan biraz farklıdır. Çocuk hekimliği adeta gölge ebeveyn gibi o çocuğu ailesi ile birlikte büyütmektir. Bir bakarsınız binlerce çocuğunuz olur. Her birinin hassasiyetlerini de güçlü yanlarını da bilirsiniz. Onun sevinciyle sevinirsiniz, onun acısıyla canınız yanar. Hiçbir çocuğun gözüne yaş, ayağına taş değmesin istersiniz.

Ama şu da bir gerçektir ki çocuklar ara sıra hastalanarak büyür. Bu hastalıklardan en sık gördüklerimiz ise enfeksiyon hastalıklarıdır. Önemli olan damardan antibiyotik verilmeden, hastane yatışı gerektirmeyen enfeksiyonlar geçirmeleridir. Bunların da başında üst solunum yolu enfeksiyonları gelir.

Özellikle kış aylarında, kapalı ve kalabalık ortamlara giren çocuklarda sıklıkla ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik belirtileriyle görülür. Bir çocuğun yılda 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmesi normal kabul edilir, hatta kreşe giden çocuklarda bu sayı 12’ye kadar çıkabilir. Daha sık hastalanıyor, enfeksiyon orta kulağa vuruyor yada alt solunum yollarında bronşiolit veya zatürreye neden oluyorsa bu durumda doktora başvurulmalı, gerekli tetkik ve tedavi yapılmalıdır.

ÜST SOLUNUM YOLU VİRÜSLERİ

Üst solunum yollarının çok büyük bir kısmı viral enfeksiyonlara bağlıdır. En sık RSV, İnfluenzaA/B, Covid-19, Rhinovirüs, Adenovirüs etken olsa da son yıllarda İklim krizi dediğimiz mevsimsel sıcaklıkların anormal seyretmesiyle farklı virüs kombinasyonlarını bir arada görebilmekteyiz. Bu virüslerin hızlı antijen test kitleriyle kolayca tespit edilmesi mümkündür.

İNFLUENZA

Viral enfeksiyonlardan özellikle influenza benim klinik deneyimlerime göre çocuğu en çok hırpalayan virüs. Altta yatan astım, kalp veya böbrek hastalığı gibi kronik hastalığı olan çocuklarda çok daha ağır seyretse de, sağlıklı çocukları da uzun süre yıpratıyor. Hastalık ateş, halsizlik ve birkaç gün süren öksürük burun akıntısı gibi spesifik olmayan semptomlarla seyrediyor ve iyileşiyor ancak influenza sonrası kan hücreli uzunca bir süre baskılı hale geliyor. Bu da bir nevi bağışıklık yetmezliği gibi karşımıza çıkıyor. İnfluenzadan 2-3 hafta sonra menenjit, pnömoni, otit, sinüzit gibi çok ağır bakteriyel enfeksiyonlar görülebiliyor. Çocuğum bir hafta iyiyken diğer hafta yine hasta dedirten durum karşımıza çıkıyor. Neyse ki influenzanın yıllık uygulanan aşısı mevcut ve hastalığı önlemede oldukça etkili.

Ben yıllardır aşı ile uğraşan bir akademisyen olarak her Eylül ayının ilk günlerinden itibaren influenza sezonu başlamadan, 6 aydan büyük tüm çocuklara ve yetişkinlere grip aşısı yapılmasını öneriyorum.

ADENOVİRÜS

Adenovirüsler ise 2024 sezonunda özellikle kreş ve okullarda yaygın ve uzamış enfeksiyonlara neden oldu. Adenovirüs hava yolu ile oldukça kolay bulaşabilir. Özellikle bahar aylarında görülür ve en çok çocukları etkiler. Hastalık genellikle boğaz ağrısı ve lenf nodlarında şişme ile kendini belli eder. Bebek ve çocuklarda ise bu şikâyetlere ateş ve konjonktivit (göz iltihapları), bazen de ishal gibi mide bağırsak hastalıkları eklenebilir. Hava yolu izolasyonu ve hijyen kurallarına uyulması bulaşmayı önlemeye yardımcı olur. Hastalığın semptomatik olarak tedavisi mümkündür.

RSV

RSV büyük çocuklarda ve yetişkinlerde nezle benzeri semptomlarla seyretse de özellikle erken doğan prematüre bebeklerde ve küçük çocuklarda bronşiolit veya bronkopnömoni denilen, hastane yatışı gerektirebilen ağır akciğer enfeksiyonlarına neden olmaktadır. Hassas yaş grubu olarak kabul ettiğimiz bebek ve yaşlılarda etkileri yıkıcı olabilen bir virüstür. Yakın temas, ortak eşya kullanımı ve solunum yoluyla, hızlıca yayılabilen bir virüstür. Erken prematüre ve altta yatan kalp- akciğer hastalığı olan çocuklarda RSV sezonu boyunca RSV monoklonal antikoru denilen bir aşı bu hastalıktan korunmak için uygulanabilmektedir.  Dünya’da uygulanan ancak henüz ülkemize gelmemiş olan bir RSV aşısı da gebeliğin son trimesterinde anne adayına uygulandığında, anneden geçen antikorlar yoluyla bebeği korumaktadır.

COVID-19

Geçtiğimiz yıllarda ağır sonuçlarını gördüğümüz Covid-19 halen üst solunum yolu enfeksiyonları ekibinde başrolleri alsa da benim klinik deneyimim, diğerlerine görece hali hazırad en az hasar bırakan virüstür. Yine de altta yatan hastalığı olan, bağışıklık sistem baskılayıcı ilaç kullanan çocuk ve yetişkinlerin korunması önemlidir.

ÜST SOLUNUM YOLU BAKTERİYEL ENFEKSİYONLARI

Üst solunum yolarında enfeksiyona neden olan birçok bakteri olsa da özellikle kreş ve okul çocukları ile ergenlerde sık görülen A grubu beta hemolitik streptokok ve küçük bebekleri etkileyen boğmacaya değinmek isterim.

BETA (A Grubu Beta Hemolitik Streptokok)

Özellikle hava sıcaklığının ani değişiklik gösterdiği dönemlerde sınıf salgınları şeklinde kendini gösteren Strept A enfeksiyonu ani başlayan ateş (bu ateş klinik deneyimi iyi olan bir hekim tarafından kolayca anlaşılır) boğaz ağrısı, ağız kokusu, ağız içi ve damakta yaralar, bazen gövdede döküntülerle seyreder. Karın ağrısı, bulantı ve burun kanaması eşlik edebilir. Tanı konulup tedavi edilmezse Akut Romatizmal Kardit dediğimiz kalp hastalığına ve Akut Glomerülonefrit dediğimiz böbrek hastalığına neden olabilir. O nedenle Hızlı antijen testleri ve Boğaz kültürü şüpheli her çocuktan alınmalıdır.

2023 sezonunda malesef dünyada olduğu gibi ülkemizde de İnvaziv seyreden Grup A Streptokok enfeksiyonları görüldü ve her yaş grubunda ölümcül seyretti. Uygun tanı ve tedavi ile bu hastalığın ilerlemesini önlemek mümkündür.

Boğamaca (Bordotella Pertussis)

100 gün öksürüğü olarak kitaplara geçmiş bu hastalık özellikle boğmaca aşısı tamamlanmamış altı ayın altındaki bebeklerde halen hastaneye yatış nedenidir. Peşpeşe boğulur gibi öksürük, ardından whooping dediğimiz kusma, morarma ve tıkanma görülür. Aileyi paniğe sevkedecek ağır bir tablodur. Öksürük günler boyu geçmez ve çocuğu perişan eder. Boğmaca enfeksiyonunun apne yani kısa süreli solunum durması,  konjonktivada kanama, pulmoner hipertansiyon ve hatta zorlu öksürük nöbetine bağlı ciddi komplikasyonları vardır. Uygun tanı yöntemiyle kolayca tedavi edilebilen bu hastalığı atlamamak gerekir.